“Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar...”
Bu sözü Thomas Mann “Büyülü Dağ” adlı romanında söylemiştir. Ve çok ta doğru söylemiştir. Çünkü birey yaşarken bazen isteyerek arkadaşlarına özenir onların hareketlerini taklit eder. Bazense biliçsiz olarak onları taklit eder çünkü beyni artık o hareketleri göre göre uygulamaya başlar. Yani çağdaşları onu etkiler. Ancak aynı çağda yaşamasına rağmen farklı farklı yaşayan insanlar da vardır. Bunda yaşadığı coğrafya, dini düşünceleri, gelenek ve görenekleri gibi birçok etmen rol oynar. Mesela Anadolu'nun iç kesimlerin de yaşayan birini düşünelim. Aynı zamanda bir tane de İstanbul'da yaşayan bir birey hayal edelim. Giydikleri kıyafet, konuştukları ağız, yaşayış şekilleri hiç aynı mıdır?
Şimdi de bu iki bireyin
yerlerini değiştirelim. İkisi de yerini garipser kimi şeylerini iyi bulurken
kimi şeylerini kötü bulur.
Belki de ben burada
yaşayamam der. Ancak zaman içinde ayak uydurur. Yani uzun lafın kısası coğrafya
aynı çağda yaşayan insanlar arasında farklılık gösterebilir.
Birde şöyle düşünelim. Bu çağda yaşayan herhangi bir bireyi bundan 1000 – 2000 yıl geriye veya ileriye göndersek o birey orada yaşayabilir mi? Mesela geriye gönderildiğini düşünelim. 1000-2000 önceki devirlerdeki hayata ayak uydurabilir mi? Bence kesinlikle uyduramaz ve ölür. Çünkü o bu çağın yaşayış biçimine alışmıştır.
Yani toparlayacak olursak insan yaşadığı çağa ayak uydurur aynı çağda yaşayan insanlar birbirine uyum sağlar, tabi coğrafya kaderdir kısmı hariç.
Selahattin ÇOLAK 314
0 Yorumlar