İnsan beyni yorumladığı bilgilere, duygulara ve durumlarla gelişir. İster istemez de bu durum çevresinden gelir. Çevresinden gelen bazı davranışlar ona da yansır. Özellikle de küçük çocuklarda duygu patlamaları olduğundan kim hangi duruma ne tepki veriyorsa onu kopyalamaya meyillidirler. Örneğin bir çocuk ilk defa yılan görüyorsa o ilgisini çekebilir. Ailesi yanında değilse onu ellemeye çalışır çünkü beyni tehdit diye bir şeyi algılayamaz. Tam da bu yüzden bir çok çocuk büyüdüğünde o zaman algılayamadığı kötü davranışları yetişkinken anlar.
Bu kadar çevre faktörü yetmezmiş gibi bir de yaşadığımız çağ bizi kısıtlar. X ayakkabı modaysa herkes onlardan giyer, Y markasının makyaj ürünleri iyiyse herkes ondan alır, D çikolatası güzel denilmişse herkes bir anda onu yer. Bunlar biraz genel örnekler oldu. Daha da detaya inmek istersek, elinizdeki telefonun büyük iki markadan veya o iki markanın alt şirketlerinden olma ihtimali yüksektir.
Çağ retorik çağıdır. İkna edebilene herkes bir anda inanır ve diğer bilgi yanlış olmasa dahi linç yer. Reklam güzelse ikna konusunda insanlar ona gider, “influencer” “tiktoker” gibi sosyal medya platformlarında birçok insan tarafından tanınan insanlar bir markayı önerdiğinde/giydiğinde herkes ona koşar. Maalesef birçok insan da bunu yapar. Fakat bunu negatif olarak algılamayın. Bu insanın sosyal bir canlı olduğunu bir kez daha kanıtlar. Tabii ki bunu kendi hayatını ve çağın yansıttığı hayatı dengede tutanlar için diyebiliriz. Çağının hayatı ona yansır. Çok çok negatif yönde etkilediyse ne olur? Sürü psikolojisine, ya da başka bir deyişle popüler kültüre kendini o kadar kaptırır ki diğerlerinden bir farkı kalmaz.
Hani derler ya o camdan atlasa sende mi atlayacaksın, herkes atlıyorsa senin içinde bir şüphe uyanır. Bazı insanlar vardır, biri veya birkaç kişi A kişisini sevmediğinden onlar da sevmez. Oysa insanların A kişisi hakkında anlattıkları kendilerini ilgilendirir, çok büyük bir durum olmadığı sürece. Gene de sevmezler. Arkadaşı onu kaba bulmuş sevmemiş, sen kaba bir hareketini gördün mü de sevmiyorsun? Hayır, arkadaşı dediğinden sorgulamadan kabul etmiş. Bazı arkadaşlıklarda güven çok fazladır ama sorgulamamak güvenmek değildir. Sen arkadaşına bir konuda katılıp desteklediğin anda dahi çağdaşlarının hayatını yaşamış oluyorsun. İster on dakikalık olsun ister bir yıl, bir başkasının hayatını yaşamak olur. Bu kadar negatif gittim ama her zaman böyle değildir. B sporuna başlarsın arkadaşın birlikte başlamak istediğinden ve fark edersin ki o alana yeteneğin vardır. Başkasının hayatıyla yaşadığın durum kendi hayatınla biter. Belki de o yeteneğin, kendi hayatın başkasının hayatını etkiler. O başkası senin hayatını yani çağdaşlarının hayatını yaşar.
-Hiç çevre faktörü olmayan bir durum var mı, çağın ve çağdaşların hayatını yaşamadığımız bir durum olabilir mi?
- Şizofreni belirtileri gösterip kendi kendine konuşabilir, hayali arkadaşlara sahip olabilir veya hayali varlıklar görebilir.
- Sosyal bir varlık olan insan bu duruma katlanamaz, depresyona girer ve intihar eder.
- Yemek bir yerden geliyorsa dış bir yer olduğunu düşünüp kaçmak isteyebilir.
Elif GÜNDOĞAN 429
0 Yorumlar