Akıl ve bilinç, insan varoluşunun temel özelliklerinden biridir. Ancak bunun bir nimet mi yoksa bir yara mı olduğu tartışmaya açık bir konudur.

 Akıl, biz insanları diğer canlılardan ayıran bir özelliktir. Analiz yapabilme, düşünebilme ve empati yapabilme gibi yetenekler, insanın çevresiyle etkileşimini etkiler. Ve insan, çevresiyle etkileşim haline girdikçe düşünceleri değişir. İyi yanından bakacak olursak bu etkileşimler sonucu yeni medeniyetler, kültürler ve bilimsel keşifler ortaya çıkar. Yani akıl bir nimettir diyebiliriz.

 Ancak aklın sonucu yaralar da oluşabilir. Çünkü insanlar bu zamana kadar akıllarını kullanarak savaşlar, çatışmalar, kültürel tartışmalar da yaratmıştır. Ayrıca bilincin de etkisiyle insan aklı ölümü, varoluşu ve acılarını sorgular. Bu da kaygıya ve bunalıma sebep olur. İnsan, hayatının bir noktada sona ereceğini bilerek yaşamaya başlar. Bu durum da insana ruhsal bir yük haline gelir ve belki de kalıcı bir yara açabilir.

 Bilinç, ayrıca insana ahlaki sorumluluklar da yükler. İnsan kendisini toplumla karşılaştırdıkça sürekli sorgulama haline girer ve dengeyi korumakta zorlanır bu da gittikçe daha derin yaralar açar.

 Felsefi açıdan bakarsak akıl ve nimet, insan türüne hem nimettir hem de yaradır. İnsan varoluşu zaten zıtlıklardan beslenir ve bu zıtlıklar sayesinde insan kendi varoluşunu sorgulamaya başlar ve her şeyin temeli buradan oluşur.

 Sonuç olarak bence, akıl ve bilinç insan türü için hem bir yara hem de bir nimet olabilir. Bu da insanın hayatında sürekli dengeyi sağlamak zorunda olduğunu hatırlatmaktadır. Ama ne olursa olsun bu sorunun cevabı hiçbir zaman kesin olarak açıklanamayacaktır.

Sena BİLGİN 81

https://encrypted-tb
n0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRqPRDGYpg9Du3JWdQc9VrLm0wp0ZHRRQ45EQ&s
 
(Erişim Tarihi 01.10.2024)
https://www.ozgunsosyaldusunce.com/ak%C4%B1l-ve-insan.html (Erişim Tarihi 01.10.2024) (Bu siteden yararlanarak insan ve akıl konusunda bilgi edindim. Kendi düşüncelerimi bu kaynaktan aldığım bilgilerle harmanladım ve bu yazıyı yazdım. İyi okumalar!)